Gün geçtikçe daha da zorlaşmaya başladı benim için buraya yazı yazmak…Daha önce de birçok kez hissettiğim gibi; yine nasıl bir ülkede yaşadığımızı, dünyanın her yerinin nasıl bu kadar kaos dolu, ürkütücü bir hal aldığını sorguluyorum günlerdir.
O korkunç gece ve takip eden günlerde öyle bir karamsarlık çöktü ki içime, Fuzuli’nin dediği gibi, “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil”…Günlerdir neler olup bittiğini anlamaya, öğrenmeye çalışıyorum, ama sanırım ne kadar okusak da, izlesek de algılayabildiğimiz kısım, olan bitenin belki de sadece onda biri. Kanımı donduran görüntüleri gözümün önünden atmam mümkün değil.
Onca kişi hayatından oldu, yaralandı, bombalar patladı, savaş uçaklarının korkunç sesi kulaklarımızdan silinmedi ve ‘ülke elden gidiyor mu’ korkusu ile saatler, günler geçti.
Evet, bu ülke yakın ve uzak tarihinde onlarca badire atlattı, her seferinde silkelendi, ayağa kalktı. Ama bu kadar vahşiliğe, gözü dönmüşlüğe şahit olmuş muyduk, bilmiyorum.
Her yazımda, konuşmamda tekrara düşmüş oluyorum bunu söyleyerek; ama bizi nasıl günlerin beklediğini gerçekten hiç kestiremiyorum. Belki de en dibe vurduk ve önümüzdeki günler biraz daha aydınlık, temiz olacak. Böyle düşünmek ve buna inanmak istiyorum.
Bir gün her şeyin daha iyi olacağını düşünmek, umudumuz;
Bugün her şeyin iyi olduğunu düşünmek, yanılgımızdır…
Voltaire