Yine oradan oraya savrulduğum, yazı yazmaya vakit ayıramadığım, bir sürü şeyi yapmaya niyetlenip, yarısını kotarabildiğim bir dönemdeyim… Eski yazılarımda zaman zaman “hayatımda önemli bir dönem” olduğundan bahsediyor, kişisel tarihimde yer tutan vakalardan dem vuruyordum. Ancak hiçbir zaman şimdiki gibi bir dönemeçe girmemişim sanırım..İşte bu sebeple çok fazla kültürel,sanatsal veya sosyal aktiviteye katılamıyorum; fakat gösterime girdiğinden beri gitmek istediğim Cem Yılmaz’ın sinemalaşmış gösterisine bir şekilde kapağı attık…
’98 yılına tekabül eder ilk Cem Yılmaz gösterisine
gidişim ve o yaşta yerlere yatarcasına gülerek
izleyişim..Sonrasında fırsat buldukça gösterisini seyrettim ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; ilk gençlik yıllarımda en çok güldüğüm figür olarak uzun yıllar yerini korumuştur.
Son zamanlarda belki koşturmalardan, belki de Cem Yılmaz izlerken aldığım hazzı unutmuş olmamdan dolayı hiçbir gösterisini izleyememiştim.. Sinemaya geldiğini duyunca; fırsat bu fırsat dedim ve bu ‘insanı alıp götüren’ gösteriyi seyreyledim.. Ne vakittir bu kadar seri, uzun süre ve hiçbir şey düşünmeden kahkahalar atmamıştım..Tabi ki çok güldüğüm, komik bulduğum anlar, olaylar oluyor hayatımda; (maşallah !) ama hangimiz 2 saat 20 dakika ara vermeden gülebiliyoruz günlük hayatımızda ?
Ezcümle; Cem Yılmaz’ı seviyor ve esprilerine gülüyorsanız; kendinizi bu akıl ve kalburüstü tespitlerle dolu gösteriye teslim edin..Biliyorsunuz; ‘gülmek’ insanın vücut kimyasını değiştiriyor ve seratonin (mutluluk hormonu) seviyesini arttırarak, ruh halini düzeltiyor … İyi Seyirler …