Tag Archives: shakespeare

Atlı Karınca Dönüyor Dönüyor…

Nedendir bilemedim; amma ve lakin nicedir klavyeyi elime alıp sayfama yazı dizesim gelmedi; yazmaya değer olaylar yaşamadığımdan değil elbet, aksine komik, bazen lirik ve hatta didaktik (!), nadiren de trajikomik olaylar geldi başıma herkese olduğu gibi..

Ruh halimin karmaşası konsantrasyonumu da etkiliyor, telefonumun hatırlatma hafızası dolup dolup boşalıyor, neredeyse ‘nefes almayı unutma’ diye not düşeceğim yakında 🙂

Duygulandığım olayları örneklerle somutlaştırayım; misal; 15 senelik [ amanın artık 15 senelik dostlarımın olduğu bir yaşa gelmişim:) ] çok yakın bir arkadaşımın düğünündeydim 2 gün önce..O kadar enteresan bir duygu ki; çocukluk hallerine çok yakından tanık olduğun bir insanı gelinlikle pat diye karşında görünce, nikah masasında damadın ayağına basarken seyredince ister istemez kocaman sırıtıyorsun, hatta gözlerin doluyor, heyecanlanıyorsun..

Sonra ertesi gün oluyor, çok sevdiğim aile dostumuzu ziyarete gidiyorum, eskiden de çok sık görüşürdük ama bu ara farklı..Lanet bir hastalığın; sapasağlam, kapı gibi bir insanı 3 ay içinde nasıl yatağa mahkum ettiğini izliyorsun, ne yapacağını, ne düşüneceğini bilemiyorsun, boğazına değil yumruk; taş oturuyor…’Hayat çok boş, hiçbir şeyi gereğinden fazla önemsememek lazım, sadece sevdiklerinle, çok istediğin şeyleri yapmalısın’ diyorsun..

Gün yine dönüyor ve ‘anı yaşa’ felsefesi ister istemez yerini sabahın köründe kalkmaya; sivil hayatta belki hiç aynı çatı altında olmayacağın insanlarla gününün yarısını geçirmeye, incir çekirdeğini doldurmayacak olaylara sinirlenmeye/üzülmeye bırakıyor. Bazen bir şeyleri değiştirmek istiyor insan; ama o gücü kendinde bulamıyor..’Çok istersen olur’ derler ya; demek ki yarım yamalak isteyince ya da neyi istediğini tam olarak bilmeyince böyle çelişkiler yaşanabiliyor diyorsun, koşturmaya, gülmeye,hislenmeye,üzülmeye devam ediyorsun…

Yazıyı Shakespeare’in bir şiiriyle bitiriyorum, zaten yeteri kadar manidar ve manalı olduğundan, benim fazladan yorum yapmama gerek yok:)

Bazen

Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
Güneş kucağındadır, bilemezsin.
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
Uçar gider, koşsan da tutamazsın…

                                William Shakespeare

 

 

Yorum bırakın

Filed under Gündem Dışı, içimden geldiği gibi

Tiyatro Sezonu Açıldı

Yaz mevsimini geride bırakmamızla; hangisini seçeceğimize dair ikileme düşürecek bollukta sanatsal aktivite çıktı ortaya.. Bienal, filmekimi, Akbank Caz Festivali, Efes Pilsen Blues Fest derken; tiyatrolar da perde dediler.. Her sene olduğu gibi yine oyunlara bakıp heveslendim, ‘şuna, şuna ve buna mutlaka gideceğim’ diye kendimi programladım, kaçını yakalarım hiç bilemiyorum..

 Şehir Tiyatroları’nda klasiklerden Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Aziz Nesin), Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye (Sait Faik Abasıyanık), İstanbul Efendisi (Musahipzade Celal), Coriolanus (William Shakespeare) ve Kibritçi Kız (Hans Christian Andersen)  gibi kült ve masalsıların yanında, Tekrar Çal Sam (Woody Allen) gibi nispeten yeni oyunlar da mevcut..

Devlet Tiyatroları’nda yine Aziz Nesin’den Ne Dersin Azizim, Nazım Hikmet‘ten Benerci Kendini Niçin Öldürdü ve Edip Cansever‘den Ben Ruhi Bey Nasılım oynuyor. Aslında burada benim en merak ettiğim oyun Toby Wilsher’in Kral Dairesi.. Bu oyunda konuşma yokmuş, sadece mimikler ve jestler.. Replikler olmadan detayların nasıl anlatıldığını oyunu görmeden aklım almayacak..  

 Kürklü Merkür

Gelelim şahane DOT Tiyatrosu’na..Kurucusunun Murat Daltaban olduğu bu enteresan tiyatronun dehşet oyunları; İstiklal Caddesi’ndeki Mısır Apartmanı’nın bir dairesinde sergileniyor.. Ama ne sergilenmek..

Geçen Sezon Kürklü Merkür (Mercury Fur) oyununu seyrederken boğazım düğümlendi, nefes alamadım, ellerim terden su gibi oldu, gözlerim dolu ve ilk defa bir oyundan yarıda çıkmak, kendimi sokağa atmak istedim.. Bu kadar yerden yere vuran, insanın ümüğünü sıkan, nefes borusunu düğümleyen bir seyirlik görmemiş olduğunuza kalıbımı basıyorum..

Bu sezon Shopping and F***ing  [Alışveriş ve S***ş olarak çevirmişler:) ] oyunu yine Mısır Apartmanı’nda, DOTMARSTA adlı projenin ilk oyunu “Pornogrofi” de Maçka G-Mall’da yeni açılan  salonda oynanacakmış..Meraklılarına duyrulur..

Tiyatro insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatıdır diyor, özlü sözle yazıyı kapatıyorum:)

                                       

Devlet Tiyatroları  

Şehir Tiyatroları    

DOT Tiyatrosu

 

2 Yorum

Filed under Kültür-Sanat