Ben, Zeynep Albaraz Gençer, karnımda trompet öttüren yeni fikrim/projem (hiç de sevmem bu proje sözünü)/hayalim için, Ekim 2021 itibariyle çalışmalara başladım.
Beni hareket ettiren güdü: Anlatmak.
Arzusu ile dolup taştıklarımı, beni yere serenleri, beynimi kemirenleri, heveslerimi dile getirmek.
Şaşkınlık sözleri, hayranlık belirtileri, küçümseme mimikleri ve ‘yapamazsın‘ bakışları arasında hayalimi meşrulaştırıp; geri adım ihtimalimi ortadan kaldırmak.
Basılmış ve 4. baskıya merdiven dayamış bir kitabım, –biri yurt dışı olmak üzere- birçok dergide yayımlanmış yazım, insan içine –henüz– çıkmamış öykülerim, 13 yıllık kurumsal tecrübem (ne demekse), gözlemlediğim binlerce olay, kurguladığım onlarca hikaye var. (Ha bir de Kasım ayında yeni çıkacak “Öykü derlemesi” kitabında tatlı bir hikayem – onu bilahare anlatırım.)
Başaramadıklarıma, mide ağrılarıma ve umutsuzluklarıma değinmeyeceğim. Onları bilmenize gerek yok.
Belki 1 sene sonra buraya gelir, “hayalimi gerçekleştiremedim” konulu, karamsar ve ümitsiz bir yazı dökerim içimden. Ona da eyvallah. Lâkin en azından uğraşacağıma dair sözüm; burada, yüzlerce okuyucunun önünde ‘kayıtlara geçsin’.
İlk kez bu içerikte bir yazı yazıyorum. Böyle bir paylaşımı nasıl bitirmek makbuldür?
“Hayallerinizin peşinden koşun” gibi bayat cümleler yazacağımı sanıyorsanız, beni hiç tanımamışsınız demektir.
Şu diyebilirim en fazla; bu yazıyı bitirdikten sonra elinize bir kalem alın. Mürekkebini bırakmak için hevesli olan, kağıdın üzerinde dans eder gibi yazanlardan. Ya da eski usul, pek sivri açılmamış kurşun kalem.
Sadece 3 madde halinde; yaşamak istediklerinizi yazın.
Ölmeden önceki film şeridinde yer almasını isteyeceğiniz türden bir şey var ise, onu düşünüp, ‘iz’ini kağıda bırakabilirsiniz.
Maksat kayıtlara geçsin.