Tag Archives: bayram

Bayramlık

Sanırım bu ülkede bir bayramı daha idrak ediyor olduğumuz için şükredip, sevinmemiz gerekiyor her şeyden önce. Günlerdir elim gitmiyor yine yazmaya. Şehit haberleri arka arkaya gelirken, güzelim mavilikler mültecilere mezar olurken ve minicik bir çocuğun cesedi tüm gazetelerden bizi utandırırken, tacizler-tecavüzler ayyuka çıkmışken ne yazılır ki…  İnsan müsveddeleri var bir de, ölümlerin arkasından ırkçı, faşizan söylemlerle beni yerin dibine sokan, dünyaya dair azıcık kalan ümidimi de yok eden.

Yarın bayram. Güzel şeyler olsun istiyorum, gerçi dünya öyle bir yer ki, birileri için çok şahane günler gelirken, diğerleri en karanlık zamanları yaşıyor. Düzen bu, hayat böyle. Ama en azından memleketin artık düzlüğe çıkma zamanı gelmedi mi ? Yine seçimdir, kasımdır bir hengamedir gidiyor, bakalım bu sefer nasıl bir kaos bekliyor bizi.

Olan bitene üzülüyorum, ‘keşke buraya yazıp içimi dökmekten, kendimi rahatlatmaktan başka yapabileceğim bir şeyler olsa’ diyorum. Ama insanoğlunun zaafı işte, biraz zaman geçince kendi hayatıma kapılıp gidiyorum. Bu da doğanın kanunu, kimse başkasının acısını tam olarak anlayamıyor, hissedemiyor.

Velhasılıkelam, bu yüzden anca yazabiliyorum, hem şairin dediği gibi; “kelimelerin kifayetsiz olduğu” doğrudur zaman zaman. Ben o kifayetsizliği sadece yazarken unutuyorum.

Bayramımız Kutlu Olsun.

Yorum bırakın

Filed under Gündem, içimden geldiği gibi

Şeker Gibi Bayram

Zaman ne kadar çabuk geçiyor, inanılır gibi değil..Geçen seneki bayramlaşmalarımız dün gibi, ne zaman sene-i devriyesi geldi o günlerin, nasıl geçti koca kış, bahar, yaz ?  Sanki yaşlıymışım gibi; eski bayramları, geçmiş günleri yad edip “nasıl geçiyor günler” diye şaşırıyorum..

Seviyorum bayram sabahı telefon trafiğini, mesajları, tebrikleri, uzun zamandır konuşma fırsatı bulamadığım kişilerle iki çift laf etmeyi..

Çok uzun yıllar boyunca; nice bayramı ailemle,eşimle, sevdiklerimle, dostlarımla eksilmeden ve hatta artarak kutlamayı diliyorum hep..

Bayram tatilinde İstanbul’da olanlar için öneri mahiyetinde bir iki fikir yazmak gerekirse; öncelikle yakın yerlerdeki sayfiye yerlerini tavsiye ederim.. Örneğin Sarıyer yakınlarındaki Uzunya bu tip yerlere bir örnek teşkil edebilir..Denize nazır balık yemek ve hatta tesisin kendi koyunda güneşlenip denize girmek mümkün..Daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz..

Anadolu yakasında oturanlar ise Şile tarafındaki Lavanda Otel‘i tercih edebilirler.. Ben henüz burayı görmedim, ancak gidenler çok fazla övdüler; üstelik birçok gazetede de “En iyi 10 butik otel” listelerinde boy gösterince, benim de nazarı dikkatimi celp etti..

Bayramda İstanbul eminim her zamanki halinden daha sevimli olacaktır,  tenha, gürültüsüz, koşturmasız ve trafiksiz..

Herkese mutlu, kutlu , umutlu, kazasız ve dertsiz bayramlar…

Yorum bırakın

Filed under içimden geldiği gibi

Yaşayan Tek Ermeni Köyü

Bayramda ne mi yaptım ? 

  1. Karmaşadan-kaostan-çalışmaktan uzak bir 4 gün geçirdim
  2. Pek özlemiş olduğum uzaktaki akrabalarımla eğlenceli, sıcak çocukluk günlerime döndüm
  3. Temiz hava, bahçe, deniz suyu gibi şu aralar pek ilgimin olmadığı kavramlarla haşır neşir oldum
  4. Kendine has köyler, asırlık çınarlar eşliğinde ilginç kültürlere ucundan da olsa bulaştım
  5. Hepsi bir arada

Büyük bir mutlulukla ‘e’ şıkkını işaretliyorum ve yazıma geçiyorum J 

Geçen bayramda yapamadığım ve özlemini duyduğum aile toplaşmasını bu sefer nihayet yaşadım (bkz. Zagreb yazısı) ve İskenderun’da şahane bir 4 gün geçirdim.(MaaaşallaahJ ) Kafamı dinleyerek ve akrabalarımla bol bol sohbet ederek geçirdiğim zamanların dışında beni mutlu eden bir şey daha yaptık; arabaya atlayıp Antakya’da -şu sıralar çok meşhur olan- Vakıflı ve Hıdırbey köylerini arşınladık.. 

 Vakıflıköy; Türkiye’nin yaşayan tek Ermeni Köyü olup, ufacık tefecik, içi dolu turşucuk bir yer.. Küçük, pırıl pırıl bir kilisesi ve bolluktan yerlere taşan derya deniz portakal-mandalina ağaçları var..  

Köy halkı organik tarımla uğraşıyor, kilisenin hemen dibinde de bal, nar ekşisi, turunç reçeli vb. satılıyor. Şırıl şırıl akan suların ve altın portakalların arkasından fışkıran kızıl-bordo bitkilerin verdiği huzurla 5 yaş gençleşme ihtimali var:)  

 Buradan sonra istikamet; Hıdırbey Köyü.. Buranın ilginçliği de; Hz. Musa’nın asasının saplandığı yerde yeşermesiyle oluştuğuna inanılan 1500 yıllık bir koca çınar.. Çınarın içi oyuk, çevresi 20 metre (dış çapı 7.5 m ve iç çapı 5.4 m, düşünün içerdeki boşluğun heybetini)

                        

 

Bir dolu insan çul-çaput-mendil ne bulursa bağlıyordu çınarın içine girip, e ben de eksik kalmadım tabi 🙂

Kültür turumuzu bitirince Antakya şehir merkezine kapağı attık ve oranın olmazsa olmazı künefeyi mideye indirdik.. Yöresel turları ve eski kültürleri keşfetmeyi sevenlere Antakya, İskenderun ve civardaki köyleri şiddetle tavsiye ediyorum ve künefeci amcanın resmiyle yazımı noktalıyorum 🙂

 

2 Yorum

Filed under Enteresan Deneyimler, Gündem Dışı