Başlığı karizmatik görünsün diye atmadım..Hafta başından beri ortalarda değildim; rutinimin azıcık dışında işlerim vardı..Günler sonra bilgisayarımın karşısına geçince içimden –muhtemelen bazılarınızın nicedir bildiği ve belki geyik olarak nitelendirdiği– bu yazıyı yayınlamak geldi.. Köşe yazarlarının sıkışınca başkalarından alıntı yapmaları ya da eski yazılarını tekrar koymaları gibi görünse de; aslında değil..Sanırım buna melankoli deniyor:)
“ Hayat skor tabelası tutmak değildir
Kaç arkadaşınız olduğu ya da kaçının sizi arkadaş olarak kabul ettiği değildir.
Bu hafta sonu için planlarınızın olması değildir
Hafta sonu yalnız olmanız da değildir
Şu sıralar sevgiliniz olması değildir
Geçmişte sevgiliniz olması değildir, geçmişte kaç sevgiliniz olduğu değildir
Bugüne kadar hiç sevgilinizin olmaması da değildir
Sizi kimin öptüğü değildir
Aileniz ya da onların serveti değildir.. Hangi okula gittiğiniz de değildir
Ne kadar güzel ya da ne kadar çirkin olduğunuz değildir.. Giydikleriniz, ayakkabılarınız değildir
Ne çeşit müzik dinlediğiniz değildir
Okul notlarınız değildir.. Herkesin size verdiği akıl notu hiç değildir
Hayat standart testlerin belirlediği kişiliğiniz de değildir
Hayat bir kağıda dökülmüş hayat hikayeniz ve bu hayat hikayesini kimin kabul ettiği değildir
Ama Hayat;
Kimi sevdiğiniz, kimi incittiğinizdir
Kimi mutlu, kimi mutsuz ettiğinizdir
Sizin onları koruyabilmeniz ya da mahvedebilmenizdir
Dostluklarınızdır
Neyi söylediğiniz ve neyi kastettiğinizdir
Hangi önemli hüküm ve kararı verdiğiniz ve de niçin verdiğinizdir
İçinizde sevgiyi taşımak, büyümek ve dağıtmaktır
Ama en önemlisi; yalnız başına asla gerçekleştiremeyeceğiniz bir şeyi yapmak, hayatınızı başka insanların kalbine dokundurabilmektir
Başkalarının kalplerini etkileyecek yolu ancak siz seçersiniz
Ve hayat bu seçimlerdir zaten
Hayat silgi kullanmadan resmi çizme sanatıdır
Ve insanlar böyle büyürler
Unutmayın.. Yaşama kendimizden ne katarsak; yaşamdan da onu alırız “