Çocukluğumun pek çok yazını geçirdiğim Çanakkale’yi, oranın ahalisini, civarını, doğasını ve eğlencesini pek severim, hala da fırsat buldukça oradaki pek sevdiğimiz, aileden saydığımız ahbaplarımızı ziyaret ederiz..
Hal böyle olunca;Hakan Algül’ün yönettiği,Ata Demirer’in senaryosunu yazıp başrolünü oynadığı, Demet Akbağ’ın da muhteşem bir tiplemeyle kendisine eşlik ettiği, buram buram Çanakkale, klarnet, rakı ve içtenlik kokan “Eyvah Eyvah” filmini izlerken pek hislendim, hem eğlendim, hem içlendim..
Ata Demirer o kadar doğal oynamış ki; gerçekten Hüseyin Badem adlı bir vatandaşımızın var olduğuna inanmamamız için hiçbir sebep yok..Senaryoyu da kendi yazdığı için filmi istediği gibi yoğurmuş, müziği de bütün olayların tam göbeğine yerleştirmiş..
Demet Akbağ’ın yarattığı karakter tam karikatürize bir tip; daha önce de yazılıp çizildiği gibi hakikaten Seda Sayan’a benziyor.. Tabii sadece başroller değil, karakter oyuncuları da çok ince işlenmiş, örneğin Salih Kalyon’un performansı inanılmaz..İnandırıcılık ve detaylara özen filmin genelinde göze çarpıyor; çay bardağında rakı, tenekelerdeki çiçekler, ninenin koynundan çıkan anahtarla sandığı açması, dedenin paragözlüğü, düğündeki müzisyenle kızın kesişmesi..
Yazılar yazarken “Aaa bitti mi” şeklinde istemsiz çıkan tepkimden anlaşılabileceği üzre; seyrederken sıkılmak bir yana dursun, galiba doyamadım.. Muhtemelen birçok insan benim gibi reaksiyon göstermiş olacak ki; Ata Demirer filmin ikincisinin de çekileceğini beyan etmek durumunda hissetti kendini..Umarım devam filminde de aynı kadro, seyirciye kahkaha attırıp, arada sırada inceden hüzünlendirmeye devam eder..
Filmin fragmanı için buradan yakın..
Zeynep ya,
şu gazetelerin günlük ekleri oluyor ya,
(Cadde vs tadında) onlara bu blog yazılarını referans gösterip başvursana…
bence kesin sonuç gelir, demedi deme valla bak..
BeğenBeğen
Yalnız bu nasıl bir iltifat biliyor musun, delibozuk seni:)
Hayatımın hiçbir döneminde düşünmediğim bir şeydir yazmak, genelde sesli-sözlü ifade etmekten daha çok keyif alıyorum kendimi..Ama bu blog işi; duyguları kelimelere dökmenin de (!) ayrı bir hazzının olduğunu gösterdi bana.. Fakat Emre Kurt vakitsizlik/zamanı iyi kullanamama problemim var:)
BeğenBeğen