Aslında yazarken genelde hep bir konuya odaklanıyorum, filmse film, tiyatroysa tiyatro.. [duyan da 26 yıldır köşe yazarlığı yapıyorum zannedecek:)]..Ama bu sefer ortaya karışık, biraz ondan-biraz bundan havasında bir şeyler çiziktiresim var, düşündüğüm hızla tuşlara basmaya başlıyorum..
Gazete benim için her zaman büyük keyif olmuştur, ama bazen kendimi tutamıyorum, resmen kağıt parçalarıyla kavga ediyorum okurken..Siirt’teki rezaletin detaylarını hem öğrenmek istiyorum, hem de midem bulanıyor, sayıyorum, sövüyorum, kanım donuyor. Herkesin cezasını fazlasıyla çekmesini dilemekten başka bir halt gelmiyor elimden.
Sonra daralan içimi ferahlatmak için güzel havada biraz yürüyorum, bahar dallarını kokluyorum, erguvanlarla gözümü-gönlümü açıyorum..Film seyretmeye karar veriyorum, eve gelip Vavien’in karşısına kuruluyorum.
Vizyondayken kaçırdığım, merak ettiğim bu filmin başrolleri Engin Günaydın (aynı zamanda senarist) , Binnur Kaya (şahane) ve Settar Tanrıöğen’e (usta) ait, yönetmenlerse Yağmur Taylan-Durul Taylan biraderler..Kara mizah-dram kategorisine sokulabilecek filmdeki tüm oyuncular kalburüstü, çekimler ve kurgu güzel, metaforlar yerinde.. Ancak o anki halet-i ruhiyemden midir, filmin karanlık atmosferinden midir bilmem, içime bir burgu sokuldu filmi izlerken..
Değinmek istediğim diğer bir mevzu ise ‘Riva’ kaçamağım..23 Nisan tatilini ve neşe dolmamızı fırsat bildik, doğayla bütünleşmek, bir yandan da balık yemek için soluğu Riva’da aldık..Ulaşım gayet basit, arabanız varsa Kavacık çıkışından itibaren ‘Riva’ tabelalarını takip ediyorsunuz, yeşillikli, huzur veren bir yol eşliğinde 15 dakika sonra meydana varıyorsunuz..Yoksa şayet, Beykoz’dan otobüse veya minibüse biniyorsunuz..
Köyün içine doğru yaptığımız kısa yürüyüşün ardından Eşek Adası’nı da içine alan bu enfes manzarayla karşılaştık..Yaz sezonunda plajların (halk plajı da var ücretli olan da)dolup taşmasına şaşmamak lazım, İstanbul’a bu kadar yakın ve yüzülebilen böylesine engin deniz+orman ikilisi görmedim ben başka..
‘Nefes alma yerleri’ içinde tercih edilebilecek mekanlardan biri burası, denize girmeseniz de manzara eşliğinde yer-içersiniz, ineklerin arasında yürürsünüz, temiz hava alıp şehrinize geri dönersiniz:)
Ayrıca; Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu ve de Mutlu Ola !
kimle gittin bakem rivalara:)
BeğenBeğen
aile büyükleri diyelim:) sizi götüreceğim atımın terkisine atıp, oyun bozmaca yok.
BeğenBeğen
sevgili arkidişim; peanut beni bu yazısında mimlemiş
http://peanutbutterandblackcoffee.blogspot.com/2010/04/mim.html
Ben kendi üzerime düşeni yapıp, topu sana atıyorum:) kendime kurban olarak seni seçiyorum
yazdığım postum da burada http://oceania22.blogspot.com/2010/05/soylemek-istediklerim.html
haydin kolay gelsin operim cok, sen de birilerini mimlemeyi unutma:)
BeğenBeğen
Zeynep şu 2 konuda da yazsana:
biri 1 mayıs işçi bayramı
diğeri de göksel’in yeni albümü:)
ikizlerin ortaköydeki evine neden gelmediğini ise ayrıca konuşuruz :))
BeğenBeğen
🙂 Sipariş üstüne yazı yazmıyoruz Emre Bey, ama senin hatrını kırmak hoşuma gitmedi..Bu konuyu düşüneceğim:)
Ev partisi içimde kaldı, tekrarlanması adına ricada bulundum.. ‘Ayrıca konuşacağız’ dediğin yer sanırım aşure olacak..1 ay sonra görüşürüz:)
BeğenBeğen
Bilgilendirme için teşekkürler
BeğenBeğen
Zevkle..
BeğenBeğen