Aylardır yazmadığım için süs bitkisi gibi balkondan dışarı bakıp hiçbir yere gitmediğimi düşünebilirsiniz, ama gerçek böyle değil tabi..Yoğun iş temposundan {bu klişe kalıba da sinir oluyorum:)} fırsat buldukça yeni yerler görmeye, ruhumu dinlendirmeye gayret ettim..
Sapanca’yı bilirsiniz; belki gölün etrafında yürümüş, Güral Sapanca ya da Richmond Nua Spa otellerinden birinde konaklamış ya da günübirlik turlarla gezintilere katılıp şehir içindeki ıslama köftecilerden/alabalık çiftliklerinden birinde yemek yemiş olabilirsiniz.
Peki hiç tepelerdeki köylere çıkıp, şelalelerin arasında, yeşilliklerin içinde lezzetli yemeklerin tadına vardınız mı ?
Sapanca’nın içinden yarım saat süren, oksijenle dolu, yeşilliklerin arasından huzur dolacağınız bir yol sonunda ulaşıyorsunuz İstanbuldere Köyü’ne..Burası vadinin arasında, şelalenin yamacında, nehirle bölünmüş bir doğal güzellik..İstanbuldere Alabalık Tesisi de bu köyün ve yeşilliklerin yamacında konuşlanmış, kelimenin tam manasıyla bir dinginlik cenneti..
Tesisle ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz buraya bakabilirsiniz.
Yolunuz Sapanca tarafına düşerse, fırsatını da bulursanız bu köye ve tesise uğrayın, ciğerlerinize havayı doldurun, dinlenin, sakinleşin ve mis gibi mezelerle kiremitte alabalıkları yiyin, yedirin.