Deminden beri düşünüyorum “Ben burayı nasıl daha önce yazmadım” diye..Acaba yazdım da hatırlamıyor muyum diye eski yazıları kurcaladım, lakin en ufak bir değinme bile göremedim..Sonunda benim bu şahane mekanı keşfimin; bloga ara verdiğim döneme denk gelmiş olduğuna kanaat getirdim.
İnciraltı meyhanesi; İstanbul’un en sevdiğim semtlerinden Beylerbeyi’nin göbeğinde, iskeleye çok yakın bir konumda bulunan, incir ağacı gölgesindeki avlusuna girer girmez insanı içine çeken, sevimli, eski usul meyhane havasında bir lokanta..
Meze tepsisi; görür görmez ağzımı kulaklarıma vardıran cinstendi, içinde yok yok! Köpoğlu Mancası, Çerkez Tavuğu, Deniz Börülcesi, Uskumru Çirozu, Kaya Koruğu, Kuru Börülce Salatası, Topik, Uskumru Taratoru, Şevket-i Bostan Otu ve daha neler neler !
Mezelerin ve ara sıcakların güzelliğinden, ana yemeklerle çok fazla haşır neşir olmak kısmet olmadı, ancak ‘Asma Yaprağında Levrek’denemeye değer !
Fonda inceden Türk Sanat Müziği şarkıları çalıyor, rakı kadehleri eski usul; altlarında dantelle masaya geliyor. Ve son olarak; Türk Kahvesi yanında kendi yaptıkları likörle servis ediliyor.
Lezzetli yemekler, şahane mezeler, uzun sohbetlere eşlik eden sıcacık, neşeli bir bahçe, özenli ve kibar servis..Bir insan sevdikleriyle güzel vakit geçirmek istediği bir akşamda daha ne ister ki ?
Hepinize afiyet olsun !
beklenen yazı geldi sonunda:) bakalım bir dahakine inciraltı ve beylerbeyi hangi hayallerimize ev sahipliği yapacak
BeğenBeğen
🙂 Hayal etmek çok zevkli ama, insanın içi açılıyor, vizyonu genişliyor..2. Geleneksel Doğum Günü Şenlikleri de gayet pozitif geçti 🙂
BeğenBeğen