Fatih Sultan Mehmet’in 15. yüzyılda yaptırdığı sanat eseri, dünyanın en tarihi ‘alışveriş merkezi’ ; İstanbul’un heybetli simgelerinden biri olmakla kalmıyor, sadece gezmek için geleni bile bir şeyler almak için cezbeden bir eğlencelik halini alıyor..
Normalde alışveriş merkezine kapanıp saatlerce dükkan dükkan gezmeyi ve ayaklarıma karasular indirmeyi pek tercih etmem, hele hele elime 3-4 parça giysi alıp, daracık kabinlerin dev aynalarında ter ter tepinerek üst-baş değiştirmeyi pek sevimsiz bulurum.. (bu da galiba kilolu dönemlerden kalma bir huy)
Fakat bu kapalıçarşıya ne zaman gitsem (genelde turist gezdirmeye) birbirlerine benzese de her dükkanın önünde durasım ve inciğinden boncuğuna, şalından çinisine ihtiyacım olan-olmayan her şeyi alasım geliyor..
30000 m2’lik alana yayılmış çarşıda mücevherat, çanta, deri, el işleri, dokuma halı, şal-paşmina, boy boy çini, oyma-kakma ahşaplar, dokuma kumaşlar, marka taklitleri, el işleri, avizeler, masa örtüleri, cüzdanlar..Yok yok..
Tabii bildindiği gibi esnaf sokaktan yürürken üzerinize atlıyor, hele ki yanınızda yabancı biri varsa 3-4 dili art arda paralayıp müşteriyi dükkana resmen sürüklüyor.. Normalde satıcı baskısı bunaltıcı olur, ama çarşı esnafı bence işin dozunu biliyor..
Geçenlerde yanımda bir Alman misafirle dolanırken yaşlı bir amcaya şal almak üzere yanaştık.. Pazarlıklardan ve renk seçmeden sonra şalları aldık, vedalaşıyoruz..Amcam bir telaş içeri gitti, iki tane süslü nazarlık getirdi, ikimizin de yakalarına iğneyi iliştirdi..
O kadar sevimli ve telaşlıydı ki; duygulandım galiba..Deli miyim neyim:)
Misafir ağzı açık dükkanlara girip çıkıyor, hadi bu normal de, kimbilir kaçıncı kez gelmeme rağmen ben de rengarek, deli kızın çeyizi gibi duran incik boncuğun etrafında turist gibi dolanıp kafa dağıtıyorum..
66 sokaklı; yaklaşık 4000 dükkanlı bu heybetli çarşının ilginçliği sadece binlerce ürün ve dükkanı barındırmasından değil, elbet tarihinden geliyor.. Bedestenleri, kapıları, hanları ile Osmanlı dönemlerinden bugüne kalan bu enteresan mekanı ziyaret etmediyseniz tavsiye ederim..Oradan çıkınca da Aya Sofya ile Yerebatan Sarnıcı’nı gezer, tarihe doymuş bir halde günü tamamlarsınız 🙂
..Kapalıçarşı tarihi için buraya..
Bedesten : Osmanlı döneminde içinde her türde iş alanının bulunduğu büyük çarşılara verilen ad..Ayrıca ‘çarşı, borsa ve ticaret merkezi’ anlamlarına da gelmekteymiş..