Bir süredir sadece sinema ile sınırlanan sanatsal faaliyetlerimizi biraz canlandırdık ve Aziz Nesin’in yazmış olduğu, Haldun Dormen’in yönettiği “Hadi Öldürsene Canikom” adlı oyunu seyreyledik.
Tiyatro Ayna bünyesinde sergilenen bu oyunun başrolünde, aynı zamanda Ayna’nın kurucusu olan Dilek Türker oynuyor. Ona eşlik eden isimler ise Tiraje Başaran ve Ayberk Attila.Bu piyes daha önce farklı tiyatrolarda, başka oyuncular tarafından da sahneye konmuş ve her oynandığında seyirciden ilgi görmüş.
Oyun;kocaları vefat etmiş 2 dul kadının hikayelerini anlatıyor. Eski bir generalin karısı olan Siyen (Dilek Türker) ve kocasıyla yalnızca 3 ay evli kalan Diha (Tiraje Başaran) yan yana evlerde oturmakta ve birbirlerinin yalnızlıklarını gidermektedirler. Siyen, günlerini kocasının duvarda asılı fotoğrafı ile konuşarak, zaman zaman onunla didişerek geçirmektedir. Diha ise kendine gelen (!) aşk mektupları ile avunmaktadır. Günlerden bir gün, sapık bir seri katilin dul kadınlara tebelleş olduğu, evlerine girdiği kadınlara tecavüz ettikten sonra boğarak öldüren bir adamın haberini duyarlar radyoda.
Bu haberi takiben yaşadıkları gel-gitler, yalnızlıkları, bir erkekle birlikte olmaya duydukları özlem trajikomik bir dille anlatılıyor ve yer yer güldürüyor da. Ancak beni diyaloglardan ziyade Dilek Türker’in oyunculuğu ve tavırları etkiledi diyebilirim.
Oyunu iyi veya kötü diye yorumlamam biraz zor, fakat hikayeyi Aziz Nesin yazmış olduğundan olacak; biraz fazla beklenti ile gittik bu oyuna. Belki de bu piyesi tiyatro sahnesinde izlemeden, kitaptan okumuş olsam, daha lezzetli bir tat bırakabilirdi zihnimde. Ayrıca oyunun 2. perdesinde gereğinden fazla uzun tekrarlar, sahneler mevcut. Belki bunlar da biraz daha kısa ve vurucu şekilde anlatılabilirdi.
Şu detayı belirtmemde fayda var; Aziz Nesin 1990 yılında Dilek Türker için bir oyun (Bir Zamanlar Memleketin Birinde) yazmış ve Dilek Türker bu oyunu sahnelemek için Avrupa’dan Türkiye’ye dönerek Tiyatro Ayna’yı kurmuş. Bu oyunu sahnelemekteki amacı da; Aziz Nesin’e olan vefasını göstermek ve aynı zamanda Nesin Vakfı’na destek olmakmış.
Tiyatrocuların hep dedikleri gibi; “Perde hiç kapanmasın!”… İyi Seyirler…