Hani bazen olur ya; insan kendini “buna hayatta gitmem” diye bir kenara iteklediği filmin gösterildiği salonda buluverir kendini..İşte bana da aynen öyle oldu:)
Aylardan Şubat; günlerden 14’ü, malum eş-dost sevgilisi ile kırmızılar arasında mum ışığı seansında, ben de dedim ki “Sevgililer Günü” adlı, romantizmi paçalarından akan ve kallavi oyuncuları barındıran filmi izleyip eğleneyim.. Fakat yer bulmak ne mümkün ! Meğerse çiftler mumları söndürüp salonlara akın etmiş:)
Bir kere film seyretmeyi aklımıza koyduğumuz için; o anda uygun seansı olan diğer bir filme; Romantik Komedi’ye girelim dedik ve -bence- gayet doğru bir karar vermiş olduk..
Yönetmeni Ketche; oyuncuları Sinem Kobal, Engin Altan Düzyatan, Sedef Avcı, Cemal Hünal, Gürgen Öz, Begüm Kütük ve Burcu Kara olan seyirlikte güldüm, kafamı dağıttım, eğlendim, hatta bazı yerlerde sorguladım; bolca hoş adam & hatun seyreyledim ..
Filmdeki olaylar 3 yakın kız ve yine 3 yakın erkek arkadaşın ekseninde dönüyor; çapkın, romantik, deli-dolu, akıllı-uslu, ‘ıssız’, mantıklı, seks manyağı.. Hangi karakteri ararsanız mevcut..
Her romantik-komedi türü filmin ardından “bu filmler kafa dağıtmak için, sanatsal bir şey beklemeyelim” klişesi yapıldığından, ben burada yazmayacağım..Ama filme vereceğiniz tepki; izlediğiniz andaki psikolojinize çok bağlı oluyor bence ..
Ben o gün tam da böyle; sabun köpüklü, hareketli, müzikli-danslı bir film seyretmek istiyordum, zaten bir karış havada olan aklım filmden çıkınca iyice yükseldi, benle her daim aynı kafada olan, pek sevdiğim arkadaşımı aradım ve çok enerjik olduğumu belirterek gezme-tozmaya çağırdım..
Yani filmin bende coşturma-beyin rahatlatma arası bir etkisi oldu nedense..Ayrıca görüntü yönetmeni James Gucciardo adlı şahsı kutlamak gerekiyor galiba, mekanlar, renkler ve objeler pek başarılıydı…Bu arada dip not; gay rolündeki Kubilay Penbeklioğlu’nun ve yılışık seksomanyak tiplemesiyle Gürgen Öz’ün yarattığı karakterler de filmin renkli komedi unsurlarıydı..
Uzun lafın kısası; sanat camiasında çok da önyargılı olmamak lazım, ‘hayatta izlenmez’ dediğiniz film/oyun/konser sizi beklemediğiniz yerden yakalayabilir, etkileyebilir.. Ya da –bu filmde olduğu gibi– sadece eğlendirebilir, güldürebilir, güldürürken hiçbir şey düşündürmeyebilir:)