Anne,
Sana söylemek istediğim, ama sadece yazarak edebileceğim teşekkürlerim var:
- Lafın gelişi, öylesine değil. Ne olursa olsun sadece beni düşündüğün, benim mutluluğumu istediğin ve beni bu dünyada en çok seven insan olduğun için,
- Hayatın boyunca hiçbir zaman el âlemin ne dediğini umursamadığın, bana da bunu aşıladığın için,
- Kavga etsek bile, biraz durulduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi “canım nasılsın” diye beni aradığın için,
- Dünyevi hırslara hiç kapılmadığın ve bana hep iyi insan olmanın önemini öğretmeye çalıştığın için,
- Organik beslenme mevzuatı henüz günlük hayatımıza girmemişken, taze otları kursağıma, katkısız yemeklerin önemini beynime işlediğin için,
- Kimse için değil, kendim için yaşamamı öğrettiğin için,
- Dostluğun önemini öğretip; güzel kalabalıklarda büyümemi sağladığın için,
- Bilmemenin değil, kötü niyetin ayıp olduğunu öğrettiğin için,
- Kendimi sevmem ve dünyayla barışmam adına sürekli beni telkin ettiğin için,
- Annelik kurumu elverdiğince, sana hep doğruları söylememe olanak sağladığın için, (bazı şeyler söylenmez)
- Aranın iyi olmadığı, hayatın boyunca düpedüz canını sıkmış kişilere karşı beni kışkırtmadığın; aksine ben sinirlendiğimde bile “saygımı korumamı” öğütlediğin, hatta onları sevmemi sağladığın için,
- Ruhsal dalgalanmalarıma anlam veremediğin zaman bile bana saygı gösterdiğin için,
- Merhametli ve vicdanlı olmayı öğrettiğin için,
- Her türlü sofranın keyfini çıkarttığın, ama hiçbir zaman suyunu çıkartmadığın için,
- Ailemizi bozmadığın için,
- Ciçeklerle konuşup mutlu olmak veya ağaçtan topladığın meyveleri yediğinde dünyalar kadar sevinmek gibi benim tam anlayamadığım duyguları yılmadan bana da hissettirmeye çalıştığın için,
- “Makyajını temizlemeden yatma” diye beni uyardığın için,
- İncelik yapmanın, hatır bilmenin, cömert olmanın güzelliğini öğrettiğin için,
- Uykusuz kaldığımda, bir yerim ağrıdığında için cız ettiği için,
- Ben ders çalışayım diye senelerce başımda beklediğinde aklın hiç dışarıda kalmadığı için,
- Hayatında hiç hazır çorba yapmadığın için
Ve beni dünyandaki her şeyden daha fazla sevdiğin için,
Teşekkür ediyorum.
Baba,
Sana söylemek istediğim, ama sadece yazarak edebileceğim teşekkürlerim var:
- Beni fanusta saklamadan, sıkmadan kolladığın ve doğduğumdan beri güldürebilen tek erkek olduğun için,
- Babalar günü öncesinde resmedilen klasik baba figürünü tepetaklak ettiğin için,
- Üzüntüden ve ağlamaktan kolum uyuştuğunda sabaha kadar kolumu ovduğun için,
- Hatalarına rağmen gönlümü aldığın ve tüm kırılıp dökülmelere rağmen annemin hala seni sevmesini sağladığın için,
- Her zaman en yetenekli dans eşim olduğun ve cümle alemin ağzını açık bıraktığın için,
- İlginç küfür ve argo dağarcığının bir insana nasıl yakışabileceğini gösterdiğin için,
- “Karizmatik ve komik baba” olarak; ben küçükken arkadaşlarımın hayranlığını kazandığın için,
- “Babana bile güvenme” sözünün ne kadar yanlış ve bazen de doğru olduğunu gösterdiğin için,
- Özel günlerde sabahın kör kandilinde yürüyüşe çıkıp, dönüşte çiçek aldığın için,
- Hiçbir şeyi ciddiye almıyor gibi görünmene rağmen, aslında her şeyi ciddiye aldığın için,
- Her şeyi ciddiye almana rağmen, ağzını yamultarak “salla gitsin” mimiğinle ve “her şey düzelir” tavrınla bana güç verdiğin için,
- “Feleğin çemberinden geçmiş” haline rağmen aslında gözlerin hep çocuk gibi baktığı için,
- Aylar süren küslüğümüzden sonra bir şekilde işleri yoluna koyduğun için,
- Hassas konularla bile inceden dalganı geçip, “yok bu halde gülemez” dediğim insanları dahi güldürebildiğin, puslu havayı doğal yoldan dağıttığın için,
- Çocukluğumu kaçırmandan dolayı duyduğun pişmanlığı artık dile getirebildiğin için,
- Eskiden kabul etmememe rağmen; “merhametten maraz doğar” sözünün doğru olduğunu bana öğrettiğin için,
- Teatral taklitlerin için,
- Kimsenin aklına gelmeyen inceliklerinle, birden yıldız olabildiğin için,
Ve hayatım boyunca gururla senin kızın olduğumu söylememi sağladığın için,
Teşekkür ediyorum.