Bambaşka bir yazı yazmak vardı kafamda,keyifli, pamuk gibi..Zira unutmuştum buranın Türkiye olduğunu kısa süreliğine de olsa..Güzel başlayan güneşli gün; Soma madeninde patlayan trafo ve çıkan yangın ile zehir gibi akşam haberlerine zemin hazırlıyormuş meğerse.
Hani çok yol almıştı insanoğlu, teknolojiler müthiş gelişmişti, herkesin elinde bir elektronik alet, robotlar, uzay yolculukları gırla. Ama bak, yine hayatlarını yerin metrelerce altında kaybedenler, oradan oraya koşan, çaresizce bekleyen yakınlar ve yer altından buruk bir sevinçle çıkmayı başaran emekçiler var gözümüzün önünde.
Yine teknik üniversitelerin öğretim üyeleri grizu, metan, karbonmonoksit kelimelerinin bolca geçtiği cümlelerle durumun vahametini açıklıyorlar, ihmal mi-kader mi tartışmaları yapılıyor ve bizim elimizden hiçbir şey gelmiyor.
Bundan 8 sene önce, gezi amaçlı indiğimiz yer altı madeni geliyor gözümün önüne..Ne büyük maceraydı bizim için, heyecanlı hatta belki zevkli bile denebilirdi yerin metrelerce altını görmek, oranın havasını solumak. Peki hayatlarının her gününü yerin metrelerce altında geçiren, her gün ölüm korkusuyla işe giden ve gün yüzü görmeden çalışan o fedakar insanlar için de öyle midir acaba ? Bu derece zor, bu kadar meşakkatli bir mesleği canları pahasına icra eden, hiçbir güvenlikleri olmayan maden çalışanları nasıl hislerle giriyorlar her gün yerin altına ? Bugün vardiya değişiminde evlerine gitmek üzere hazırlananların aklının ucundan bile geçmiş miydi acaba böyle bir şey, yoksa “akşam olsa da, biraz dinlensem, çocuğumu görsem” diye mi düşünüyorlardı ? Ya metrelerce derinlikten sağ kurtulanlar ? Acaba bir sonraki inişlerinde nasıl bir korku yaşayacaklar ? Belki de şu anda “tövbe” ediyorlardır madende çalışmaya.
Kafam allak bullak oldu. Malesef, içim acıyarak tahmin ediyorum ki; bu olay bir süre sonra gündemden düşecek ve ateş her zamanki gibi düştüğü yeri kavuracak. Bu üzücü olay, diğer maden kazaları istatistikleri arasındaki hazin yerini alacak; geride içleri yanan aileler bırakarak. Allah rahmet eylesin tüm vefat edenlere ve bolca sabır versin kalanlara…
Not: Yukarıda yer alan “Maden İşçileri” isimli tablo, ressam Namık İsmail’e aittir.